Aynı dili konuşan topluluklar
çeşitli tarihi, toplumsal ve siyasal nedenlerle birbirlerinden belli ölçüde
uzak kaldığında dillerinde bazı değişiklikler olması kaçınılmaz olur. Ortak
dillerindeki ortak kelimeler dilin devinimi içerisinde ilk anlamlarının, kelime
anlamlarının yanında yan anlamlar, mecaz anlamlar ve farklı görevler
kazanabilirler. Türkçenin bir lehçesi olan Azerice konuşan insanlarla
karşılaşan kişiler bu duruma çokça tanık olurlar. Türkiye’de misafirimiz olan
Azeri bir öğretmen ile yaptığımız sohbette kalabalıktan birileri Azerice maç
izlediklerinde çok eğlendiklerini ve kelimeleri bizden farklı kullanmalarının
çok komik durumlar yarattığını söylemişti. Azeri arkadaş da aynen şunları
söylemişti: Valla biz de ‘Hasan Şaş’ın ortasına Hakan Şükür kafayı vurunca
nasıl gol oluyor onu anlamıyoruz, kimmiş komik’ demişti. ‘Hasan Şaş’ın ortası’
onlar için Hasan Şaş’ın vücudunun bel kısımlarıydı. Otobüste bir Azeri “düşecek
var” dediğinde aslında inmek istediğini söylüyordur vb. Ermenicenin bir lehçesi
olan Hemşincede de Ermenicedeki anlamlarından farklı anlamlarda kullanılan
birçok kelime var. Bunlara birkaç örnek verelim:
Ermenice ‘amb’ kelimesinin Türkçe karşılığı ‘bulut’ tur. ‘ambod’ ise
‘bulutlu’ anlamına gelir. ‘-od’ eki
Ermenicede olduğu gibi Hemşincede de Türkçedeki –li, -lı, -lu, lü ekinin
görevini görür. Ancak ‘ambod’
kelimesi Hemşincede yıldırım anlamı kazanmıştır. ‘Ambode orda gu’ denirken belki de ‘bulutlu hava gürlüyor’ denmek
isteniyordu. Zaman içinde bu anlam yıldırıma doğru yer değiştirmiş. ‘amb’ kelimesinin yerine bulut anlamında
‘meral’ kelimesi kullanılır
olmuştur. ‘meral’ kelimesi de
Ermenice sözcüklerde ‘mrayl’ olarak
bulunur ve Türkçe karşılığı ‘karanlık’ tır.
‘Havas ali meralets: hava yine karardı’ anlamından ‘hava yine sislendi’ anlamında doğru
kaymış. Bu kelimelerin aynı kelime olduğu meral derken a sesinin yumuşak
çıkmasından da rahatlıkla anlaşılır. Ermenicesinde a dan sonra gelen y bu
yumuşamanın kaynağıdır. ‘kal: kayl:
kurt, dzar: dzayr: uç, as: ays: bu’ kelimelerinde olduğu gibi.
‘barz’ kelimesi ise Ermenice sözcüklerde açık hava anlamında
kullanılır. Bu anlamına çok yakın ancak bir parça değişime uğramış şekilde
Hemşincede ‘ayaz’ anlamında kullanılır. ‘Barze
engav vaat inçime ar mesoğes: ayaz düştü üzerine bir şey al üşüyeceksin.’ Biz
Hemşincede açık hava anlamında ‘pa(r)ad’ kelimesini kullanırız. Bu
kelimede aynı anlamda Ermenice sözlüklerde bulunur.
‘oğ’ kelimesi tam bir saklı kelimedir. Tarlalardaki kavisli sırt
bölgelerine ‘oğ’ deriz. Ermenice
sözlüklerde bu kelime ‘omur’
anlamına geliyor. Muhtemelen bizdeki anlam birinci anlamıdır. Çünkü daha doğaya
ait bir kelime. Adı geçen yüzey şekline benzetilerek omur için kullanılmaya
başlanmış olabilir. Biz modernleşme sürecini yazılı olarak yaşamadığımız için
bizde doğadaki anlamı ile kalmış olmalı. ‘oğaşar’
ise ‘omurga’ anlamına geliyor. ‘şa(r)uş’: dizmek kelimesini zaten
kullanıyoruz. Dolayısıyla dizili omurlar anlamına gelen omurganın ‘oğaşar’ olması hiç de yabancı gelmiyor
bana.
Türkiye’nin gece hayatında bir
zamanlar çok meşhur olan bir şarkı vardı. Nakaratı şu şekilde: ‘sud e, sud e, sud e, as aşxarin meç amen
pan sud e: yalandır, yalandır, yalandır, bu dünyanın içinde her şey yalandır.’
Ermenice yalan anlamına gelen ‘sud’ kelimesini biz çok az yerde
kullanıyoruz. ‘sud ça ta?’ diye
başladığımız cümlelerle hakkımızda söylenen bir şeyi yalanlayacak olduğumuzda
doğru olmadığını söylemek istediğimizde kullanırız. Ama kelime anlamı sorulsa
çoğumuz bilmeyiz. Bir de ‘sud dağe ağçe
mi, astadzed enoğ çim:boşuna (yok yere, yalan yere) yalvarma, dediğini
yapmayacağım’ cümlesinde olduğu gibi kullanırız. Burada da kelime anlamının
yalan olduğunu düşünmeden kullanırız. Yalan kelimesinin yerine ise ‘xapelutin’, yalan söylemek yerine ‘xapuş’ kelimelerini kullanırız.
Yalancı anlamında ise ‘xapeluçi’ kelimesini
kullanırız. Ermenice sözcüklerde bu kelimeler de bulunur. Hemşincede yalan
anlamı kazanmış bu kelime Ermenice sözcüklerde ‘xapel: kandırmak, aldatmak’
anlamına gelmektedir. Tabi biz xapel i yalan yerine kullanınca kandırmak yerine
kelimemiz kalmamış ve ‘gandurmiş enuş’
demeye başlamışız. Halbuki kelimeleri
yerli yerine oturtsak ‘gandurmiş’ e
hiç gerek kalmayacak.
Gor Dergisi Sayı 7 Sonbahar 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder