Karadeniz denince akla
ilk gelen karalahana yemeği olsa da, bilenler bilir özellikle yaylacı
Karadenizlilerin baş yemeği muxlamadır. Farklı yörelerde kuymak, mıhlama,
xavindz olarak da adlandırılan muxlama, yöreden yöreye küçük farklılıklarla yapılmaktadır.
Örneğin Hopa Hemşinlileri sütün, kaymağın, yağın bol olduğu yaz aylarında,
yaylada yaparlar xavindzi, tereyağı yerine taze kaymak kullanır ve mutlaka
mısır unuyla yaparlar ve de içine peynir koymazlar. Kaymak ve mısır unundan
yapılan Xavindz çok yağlı bir yiyecek olduğu için taze yoğurtla yenmesi tavsiye
edilir.
Muxlamanın ana malzemesi peynir, un,
tere yağı ve sudur. Un olarak sahil kesimleri mısır unu tercih ederken
Hemşin ve iç kesimler buğday unu tercih etmektedir. İsteğe bağlı olarak, su
yerine süt kullanılabilir, bir iki de yumurta kırılabilir. Farklı tatlar elde
etmek için muxlamaya son yıllarda çeşni kabilinden maydanoz, sarımsak, soğan
vb. tatlandırıcılar da katılabilmektedir.
Son yıllarda turizmin gelişmesiyle daha da
bilinir ve sevilir olan muxlamaya, artık büyük kentlerimizde de kolayca
ulaşılır oldu. Biz de dergimiz GOR’un bu sayısı için Karadeniz halklarının
özellikle de Hemşinlilerin bu pek revaçta olan yemeği Muxlamanın tarifini
Çamlıhemşin Gito yaylası, Koçira Pansiyonu’nun dört delisinden “Baş aşçı”, namı
diğer “Şems”, Tugay Turan’a soralım dedik.
Gito yaylasına, Koçira’ya yolu düşenlerin aklı ve yüreklerinin bir kısmı orda
kalır. Oraya ait kimi anılar bir daha silinmemecesine yerleşir belleklere.
Bunlardan biri, eğer anlattıysa Serhan, Koçira’nın yürek burkan kuruluş
hikayesidir. Diğer ikisi; sis düşmüş vadileri ve dağlarıyla Kaçkarların
muhteşem doğası bir de Koçiranın insanda adeta bir mabet etkisi yaratan
mekânında akşamları “Koçira Delileri”yle çalınıp söylenen türkülerdir. Ve bir
diğeri de yaylanın çimeninde, buzul göllere veya ormanın içlerine yapılan
keyifli bir yürüyüş dönüşü, “Meşuş” düşmüş bir ikindi vakti, Tugay’ın kocaman
bir bakır tava içinde yaptığı ve hep beraber ekmek daldırdığımız muxlama olsa
gerek.
Yemek yapımının televizyon ekranlarında şova
dönüştüğü bir çağda bizim Tugay muxlama tarifi verirken adeta sıradan bir
yalınlıkta anlatıyor. İşte Tugay’ın 4 kişilik bir sofra için muxlama tarifi; Yeterli
büyüklükte bakır bir tavaya 400 gr yağlı muhlamalık yayla peyniri
(kolot peyniri, yağlı kaşar peyniri çeşitleri de olabilir, farklı peynir
çeşitleri lezzeti artırır), 2 yemek kaşığı buğday unu ve 2 bardak sıcak su
koyulur. Kısık ateşte peynir eriyene kadar,
şimşir kaşıkla daireler çizerek, yavaş yavaş karıştırılarak pişirilir.
İsteğe bağlı olarak bir iki adet yumurta da kırılabilir. Bu esnada başka bir
tavada 100-150 gr kadar tereyağı köpürene kadar eritilip pişmekte olan
karışımın üzerine dökülür. Kısa bir süre daha bu şekilde pişirildikten sonra
muhlama tavası sofraya konur.
Niye 4 kişilik tarif diye sorduğumda ise Tugay
“muxlamanın lezzetinin bir yanı kullanılan peynirin cinsi, yağın kalitesi ve
ustanın mahareti ise diğer yanı da Hemşinin dağları, havası, suyu ve ille de
muhabbettir” diyor. Ustanın bir bildiği var demek.
Ben gittim, Gito’yu Koçira’yı gördüm, Tugay’ın, Son
Mohikan İbo’nun muxlamasını yedim. Yukarıda anlatılanlar dışında o lezzetin
başka bir sırrı var ve bu gariple
paylaşmadılarsa günahı Tugay’la İbo’nun boynuna. Tugay tarifin sonunda “İlk
muxlama deneyimim bir başka yazının konusu olsun” dedi. Kaçkarın oğlu Son
Mohikan İbo, “Oroo ben O’nun ilk yaptuği muxlamayi anlatsam ....???” dedi kıs
kıs gülerek. Sinan ise bu muhabbete hiç girmedi, o ben bu yazıyı yazarken bir
dahaki sene Koçira’da hep birlikte söyleyeceğimiz son bestesini
şekillendiriyordu İstanbul trafiğinde. Serhan da bu konuda yorumda
bulunmadığına göre durum bundan ibaret olsa gerek.
Gidin, görün, yiyin, için.
Afiyet olsun.
Hikmet Akçiçek
Gor Dergisi Sayı 5-6 Sonbhar 2016- Bahar 2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder