27 Şubat 2018 Salı

Harsnik Unik!



Hopa Hemşinlilerinde Evlilik ve Düğün Gelenekleri

dzove gazyaği tartsav                    (deniz gazyağa döndü )
kezi fitil çbidi ta                                (kız fitil gerekmez mi)
im dadin u im more                        (babam ile anama)
bidzig hars me çbidi ta                   (bi gelin gerekmez mi)

norhars ellim inşalla                       (gelin olsam inşalla)
dun avelim maşalla                        (ev süpürsem maşalla)
ku dadin u ku more                        (anan ile babana)
kurba kordzim inşalla                    (çorap örsem inşalla)

Göz açıp kapayincay kadar vakit geçer ve “daha dün dünyaya geldi” dediğiniz çocuklar maniler söylemeye başlarlar. Hem öyle sadece eğlenmek için değil; yüreklerinin yangınına duman etmek için mani söylerler. Bu duman öyle yükselir ki göklere, artık görmemek imkansız olur. Ben görmem bana ne deyip de üzerine düşeni yapmayan anne babanın başına geleni de maniler söyler:

ka ku kume ku kum e                    (kız o ahır o ahır)
cugaln ar kala kum e                      (al kazanı yürü ahıra)
gove getim gu dei                           (ineği sağıyorum diye )
boxçan ar aye dun e                      (al bohçanı gel eve )



Düğünde-dernekte, gorda-mecide, köyde-yaylada, düzde-derede bir yerde birini gördü de beğendiyse tamam. Yok, işi ağırdan alıyorsa eğer; halası, teyzesi, amcası, dayısı; köyden olmadı yayladan, yayladan olmadı ovadan, o dereden olmadı bu dereden müsait bir aday illaki bulunur.

Ağçig Uzuş (Kız İsteme): 

Aday bulundu mu araya elçi konur. Elçi de iki tarafta sözü geçen, lafı dinlenen, el üstünde tutulan, işine güvenilen biri olur. Elçi lisan-ı münasiple konuşur kız tarafı ile.
Yoksa başka bir durum ve makul bir talipse erkek tarafı uygun bir akşam davet edilir. Eğer erkek tarafı önceden yeterince tanınmıyorsa kız evi ilk görüşmede genellikle yanıt vermez ve damat adayını araştırmak için zaman ister. Bu zamanın sonunda kararları olumlu ise elçi aracılığıyla erkek evi tekrar davet edilir. Bu ikinci gelişte söz kesilir. Nişan tarihi ve evlilik süreci genel olarak konuşulur. Ayrıca alınacak eşyaların pazarlığı yapılır. Buna da “Xarce Gedruş” denir. Söz kesildikten kısa süre sonra genellikle nişan yapılır. Nişan törenine damat katılmaz.

Neşan Devuş (Nişanlamak): 

Nişan gününden önce geline nişan giysisi, hediyeler ve takılar almak için alışveriş yapılır. Hediyeler “nişan bavulu” na konur ve bavul kız evine nişan töreni için gidenlerden annesi babası yaşayan bir delikanlı tarafından taşınır. Kız tarafı gelenleri kapıda karşılar ve nişan bavulunu almak için taşıyana bahşiş verir.

Neşan Var Tenuş (Nişan Bırakmak)

İçeri girilip hoş beş edildikten, yenilip içildikten sonra, nişan törenine geçilir. Erkek tarafının büyüklerinden biri önceden hazırladığı bağlanmış beyaz bir mendili masanın üzerine bırakır. Beyaz mendilin içinde bir miktar para bulunur. Ucuna ise nişan yüzüğü bağlanmıştır.

Neşan Vegalnuş (Nişan Kaldırmak): 

Bırakılan mendil kız tarafından annesi babası yaşayan bir erkek tarafından alınır. Para mendili alan kişinin hediyesi olur. Bu kişi kızın erkek kardeşi veya amcasının oğlu gibi bir yakını olur. Mendili alacak kişi bir yandan da annenin süt hakkı için pazarlık yapar. “Gati Çek- Süt Hakkı” konusunda anlaşma sağlandıktan sonra, “Herkese hayırlı olsun” diyerek mendili kaldırır ve kızın annesine verir. Anne de yüzüğü takması için bir büyüğe verir.  
Kutlama: Nişan kaldırıldıktan sonra erkek tarafının büyüğü kimse kapıya çıkar mermi atar. Bu herkese nişanın gerçekleştiğinin ilan edildiği sembolik bir harekettir. Daha sonra erkek tarafının getirdiği şekerle nişan şerbeti yapılır herkese dağıtılır. Bir bardak şerbet de damat için ayrılır ve nişandan dönülünce damada içirilir. Nişan evinden bekar kızlar ekmek parçası alıp yastıklarının altına koyarlar. Böylece o gece evlenecekleri kişiyi işaretleyen rüya göreceklerine inanılır.
Nişanlanan kız artık Harsentsu (Gelin adayı) olarak anılır. Nişan süresince damadın ailesince Harsentsunun evine gidilir gelinir. Nişandan birkaç ay sonra da gelin damadın evine ziyarete gider. Bu ziyaretlerde kapının eşiğine süpürge, sandalye vb. atılır. Harsentsu eğer atılanları alır yerine koyarsa iyi gelin olacağına yorulur, almazsa iyi gelin olmadığı düşünülür. Gelin bu ziyaretlerde kendisine yer gösterilmeden oturmaz. Kendisine söz verilmeden konuşmaz. Ayrıca barvuş (saklanma) yapması beklenir. Barvuş yazmanın boyundan aşağıya inen ucu ile ağız ve burnun kapatılmasına denir.

Neşanlu Desnuş (Nişanlı Görme): 

Nişanlı çiftin evlenmeden önce alenen görüşmeleri geleneklere aykırıdır ve hoş karşılanmaz. Nişanlılık süresince çiftin birlikte olması neşanlu desnuş denen gizli buluşmalarla sağlanır. Neşanlu desnuş güya gizlidir ama bu herkesin bildiği bir gizliliktir. Bu görüşme için gündüzden delikanlının kız kardeşi veya gençten yengesi gibi bir yakını Harsentsu’nun evine gider.  Harsentsu’ya o gece delikanlının geleceği bilgisi verilir ve gidiş geliş gizliliği organize edilir. Damatla kızın baş başa olacakları bir mekan ayarlanır.  Damadın bu geliş gidişinde kolu komşuya, evin erkekleri ve büyüklerine görünmemesi gerekir. Bunun için büyüklerin ve erkelerin evde olmadıkları veya yattıkları gece yarısından sonraki saatler tercih edilir. Damat kız evine geç saat gelir ve sabah şafak sökmeden evden ayrılır.  Maazallah kızın babası veya kardeşi gibi yakınların ziyareti fark etmesi tatsız gelişmelere sebep olabilir. Damadın üzerinize ateş açılabilir, yaralanma ve hatta ölüm olayları olabilir. Bu durumdan dolayı nişandan vazgeçmek de oldukça zordur. Nişandan vazgeçenler neredeyse evlilik bitirmiş gibi görülür. Hemşin evlilik gelenekleri içinde herkesin bildiği bu gizliliği nedeniyle en heyecan verici ve gerek gidiş gelişlerde yaşanan olaylar gerekse kızla oğlan arasındaki diyaloglar nedeniyle üzerine en çok anektod anlatılan olay neşanlu desnuştur.

Des ( Açık Nişan): 

İsteme ve nişan sürecinde des yapılıp yapılmayacağına da karar verilir. Dese damat da katılır. Kız ve erkek tarafının katıldığı düğüne benzer şekilde bir eğlence düzenlenir. Kız tarafı damada hediyeler alır. Takı töreni yapılır ve damat tarafı geline takılarını sunar.

Enişta Desnuş ( Enişte Görmek): 

Nişan yapıldıktan sonra des yapılmayacaksa gelinin yakınları enişte görmeye giderler. Des yapılmayacağı için hediyelerini de götürürler. Nişanlılık süresi bir iki yıl sürebilir. Bazı durumlarda dört beş yıla kadar nişanlı kalanlar olur. Nişan süresince nişanlı kız eski sevdalarının sataşmalarına maruz kalabilir. Bu sataşmalardan doğmuş birçok atma türkü vardır:

meg laust me peçketsi                  (bir mısır ayıkladım)
peçke uynman ergener                  (koçanı kendinden uzun)
neşanluid cançetsi                         (nişanlını tanıdım)
kinte uynman ergener                   (burnu kendinden uzun)

Ama tabi iş işten geçmiş ve düğün zamanı gelip çatmıştır. Artık geçmiş geçmişte kalmıştır. Düğünü yaklaşanlar bir hava tutturur:

erzevar e bayir a                           (bahçeleri bayırdır)
don e dage çayir a                        (evin altı çayırdır)
ğarat aek ağçgener                       (acele edin kızlar)
garkevuşi dari a                           (evlenmenin yılıdır)

Tabi bu durumda eski sevdalara da başka bir hava tutturmak düşer:

ağçig ağa manç ağa                      (kız oldum erkek oldum)
medzentsa asker ağa                    (büyüdüm asker oldum)
im dadts indzi tez garkets            (babam erken everdi)
ağçgenun garad ağa                     (kızlara hasret oldum)

Harsnik (Düğün):

Düğün vakti yaklaşınca gün birlikte belirlenir. Bir akşam kızın evine gidilir yenir içilir. Elbise alma işi ve düğün günü planlanır. Gelin evlendikten sonra genellikle erkeğin baba evinde en az üç dört yıl kaldığı ve bu sürede yeni elbise alınmadığı için uzun süre yetecek kadar elbise alınır.
Düğün sabahı hısım akraba hala teyze amca dayı dan oluşan harsnevor (düğün alayı) kızın evine gider. Gidenlerin arasından bir erkek harsnevorun temsilcisidir. Bu kişi düğün boyunca da erkek tarafı adına konuşur, organizasyonu yapar. Kız tarafının da bir temsilcisi olur. Bu temsilcilere makar denir.  Gelini almaya gelenler yanlarında kavalcı; son zamanlardaysa tulumcu getirirler. Onları kız tarafının makarı karşılar.  Erkek tarafının makarı Gelin Bavulu’nu taşır. Kız tarafının makarı bavulu ister. Erkek tarafının makarı bavulu bahşiş almadan vermez. Gelin hazırlandıktan sonra sandığı kapının eşiğine getirilir. Burada sandığın üzerine gelinin akrabalarından çocuk veya genç bir erkek oturur. Sandık yapılan bahşiş pazarlığından sonra teslim edilir. Evden çıkarken gelin ve annesi ağıtlar yakar ağlar. Bu sırada “hem ağlarım hem giderim” esprileri yapılır. Gelini hazırlayan akraba ve arkadaşları olan genç kızlar kayınpederi çağırır ve gelini vermek için bahşiş alır. Gelini evden çıkarmaya enişte gelmez.  

Eskiden yaylada veya köy içi düğünlerde gelin ata bindirilirdi. Şimdilerde otomobil kullanılmaktadır. Yine eskiden gelin gelin evinden alındıktan sonra doğrudan damadın köyü ve evine gidilir düğün orada yapılırken, şimdi düğün şehir merkezinde önceden ayarlanan düğün salonunda yapılıyor ve merasimin devamı salon düğününden sonra yakın çevrenin katılımıyla damat evinde yerine getiriliyor. 

Harsnevor (düğün alayı) erkeğin evinin önüne geldiğinde kız tarafının makarı eve girmek için önce tercihen kırmızı halı ister:


Raşa düğün evi bu mi dur?
yolları ne çamurdur
gelin geldi kapıya
eniştemuz nerdedur?

Raşa kazma kürek gelecek
bu yollar yapılacak
xali kilim gelecek
yollara serilecek



Bu istekler gerçekleştikten sonra gelin tarafının makarı ahırdan bir inek getirilmesini ister. Getirilen ineğin kulağı ucundan kesilerek gelinin ineği olarak işaretlenir. Gelin ayrı ev açtığında bu ineği de beraberinde götürür. Ardından makar düğün alayı ile gelen misafirlerin kalacağı odaların gösterilmesini ve odaların anahtarlarının teslim edilmesini ister. Bu sırada kaval veya tulum sürekli çalmakta maniler, atma türküler söylenmektedir. Damat evinin misafirleri daha iyi ağırlamasını isteyen maniler söylenir. Buna Raşa Tevuş denir:

Raşa duğun evi takatuk
ne ekmek var ne katuk
sarma borek geturun
yoldan gelduk aciktuk

Gelin evin kapısına geldiğinde, akrabalarından biri evin kapısına bıçak saplar. Kayınpeder veya gelin tarafının büyüklerinden birileri bıçağın üzerine para bırakırlar. Burada yapılan pazarlıkla belirlenen bahşiş alındıktan sonra bıçak kapıdan çıkarılır. Gelin kapıdan girerken, gelini almaya gidenlerin gelin evinden “çaldığı” bir bardak ve onun üzerine konan bir tabağı ayağıyla kırar.  Bu sırada da gelin ve harsnevorun üzerine pirinç taneleri serpilir. Tabağın ve bardağın kırılması uğursuzlukları def etmeyi, pirinç serpilmesi ise bereketi temsil eder. Gelin eve girerken erkek kardeşi veya kuzeni, akrabası olan bir erkek eşlik eder. Bu kişi de damadın babasından bahşiş talep eder. Gelin içeride bir sandalyeye oturtulur. Kucağına bir erkek çocuk üç defa oturtulur ve kaldırılır. Böylelikle tez zamanda ve erkek çocuk sahibi olacağına inanılır.

Mazra Uzuş(Meze İsteme):  

Gelinin eve alınmasının ardından yemek faslına geçilir. Erkek tarafı önceden hazırlanmış olan sofraya davet edilir. Bu sırada masa kısmen hazırdır. Hazır olmayanlar ise kız tarafının makarı tarafından istenir. Genellikle makar abartılı ölçülerde isteklerde bulunur. Ancak eğlenceli pazarlıklarla ortak noktada buluşulur. İstenen şeyler içinde olmazsa olmazlar vardır. Tepsi tepsi baklava, koç, tavuk, içki, sigara, börek, sarma bunlardan bazılarıdır. Koç yerine koç parası bahşiş olarak alınabilir. Ayrıca bir tabanca, bir saat, üç ekmek ve bir bıçak istenir. İstekler gerçekleştikten sonra enişte masaya çağrılır:

Bu evin tavani yok
Yıldızlar göreniyor
Maşallah enişteye
Ne güzel göreniyor

Enişte masanın başına geldiğinde, saat koluna takılır ve bıçak uzatılarak ekmeği keserek sofrayı açması istenir. Ancak enişte tabancayı almadan bıçağı elini almaz. Tabancayı aldıktan sonra havaya ateş eder ve beline koyar. Daha sonra bıçağı alır ve ekmeğe bıçağın tersiyle “kesmeye çalışır.” Bıçak, yaklaşık olarak kız tarafına verilmiş bahşişler kadar bahşiş alındıktan sonra ekmeği keser. Enişte sofrayı açarak masayı terk eder.

Kadınlar içinde ayrı bir masa kurulur. Bu masanın makarı da harsenkur olur. Harsenkur gelinin teyzesi, halası, yengesi gibi bir büyüğüdür ve hem kız tarafını temsil eder hem de geline rehberlik eder. Bu sofrayı açmak üzere gelen enişte ekmeği kesmeden önce erkek sofrasında ödenmiş ise koç parası olarak verilen bahşiş için pazarlık yapar. Bahşişi geri aldıktan veya bahşişten vazgeçtikten sonra ekmeği keser ve sofrayı açar.

Yemekler yendikten sonra sabaha kadar özellikle gençlerin katılımıyla düğün devam eder. Kızlar evin içinde pencerelerde, erkekler dışarıda kumtur (ahır kapısı)  veya kapı önünde kızları görecek konumda bulunurlar genellikle. Karşılıklı atma türküler, horonlar, manilerle eğlence sürüp gider. Düğün sabahında kızı yeni evine bırakanlar ayrılırken nasihat etmeyi de ihmal etmezler:

asma başuni asma
yureğumuzi yakma
bunlar biraz derindur
bunlara kulak asma


Dadants Ertuş( Babalığa Gitmek): 

Harsentsu düğünden sonra artık norhars (yeni gelin) olur. Norhars düğünden üç gün sonra baba evine ziyarete gider. Bu ziyarete geline enişte veya onun yerine bir erkek akrabası eşlik eder. Giderken kaynanası bir tepsi baklava yapar. Baklavada gelinin “temiz”  olup olmadığının işareti vardır. Eğer “kirli” işareti varsa gelini almaya birini göndermezsem kızınız sizde kalsın anlamına gelir. Kız baba evinden geri dönerken de annesi bir tepsi baklava yapar ve gelinin yeni evine gönderir.

Mahir Özkan
Gor Dergisi Sayı 5-6 Sonbhar 2016- Bahar 2017 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder