27 Şubat 2018 Salı

Hemşince’nin Dilbilimsel Yapısı-1





Platon'un Akademisi, felsefe tarihinin en önde gelen okullarından biriydi. Kapısında "Geometri bilmeyen giremez!" yazan bu okul matematik, doğa bilimleri ve en iyi yönetim biçimi alanlarında hararetli tartışmalara tanık olmuştur. Platon, akademisinde insanı “iki ayak üstünde yürüyen kılsız bir hayvan” olarak tanımladığında,yine felsefe tarihinde zekası ve espri anlayışıyla ün yapmış Diyojen, Plato’nun okuluna tüyleri yolunmuş bir tavuk bırakır. Tavuğun üstünde “İşte insanın Plato” yazmıştır. Bir dili tanımlamak ve sınıflandırmak belki de Diyojen'in eleştirisi karşısında Platon'un düştüğü durumdan daha zor ve karmaşıktır.

Bugün dünyada 6000'in üzerinde dil vardır. Comrie (1989) iki dil arasında var olabilecek benzerliklerin dört nedeni olabileceğini ileri sürer. Birincisi tamamen rastlantısal olabilir. İkincisi benzer özelliklere sahip olan diller aynı dil ailesine mensup olabilir ve benzer özellikleri ortak atalarından almış olabilirler. Üçüncüsü benzerlik taşıyan diller ortak bölgeleri dolayısıyla birbirlerinden etkilenmiş olabilirler. Ve sonuncusu bu benzer özellik dilsel evrensellikten kaynaklanıyor olabilir. Örnek olarak Comrie, dilbilimcilerin Ural Altay dillerini araştırırken dillerin ortak atadan kaynaklı benzer özelliklerinden ve dilsel evrensel özelliklerden kaynaklı benzerliklerini ayırt edemediklerini belirtir. Comrie Ural dilleri, Turki diller, Moğolca ve Tunguz dillerinin ayrı birer dil ailesi olduklarını ileri sürer ve bu dillerin sahip olduğu eklemelilik, son eklemelilik, eylemin sonda olması, sözdizimsel olarak başların sonda (head-final) olmaları gibi özelliklerin dilsel evrensel özellik olarak birlikte gerçekleştiklerini ve bu dillerin aynı ataya sahip olduklarını ileri sürmek için yetersiz veri olduklarını belirtir. Şimdiye kadar dilbilimciler dilleri ortak atalarına, biçimlerine ve ortak bölgelerine göre sınıflandırdılar. Bu noktada bir dilin tanımlanması ve sınıflandırılmasında o dilin sözdizimsel, anlambilimsel, ses bilimsel, edim bilimsel, biçim bilimsel yani biçimsel yapılarının hepsinin birden incelenmesi ve konuşulduğu bölgelerdeki diğer dillerle teması da göz önünde bulundurularak tanımlanması gerekmektedir. Örneğin sadece sözdizimsel özelliklere bakacak olsaydık,"Özne Nesne Yüklem "sözdizimsel özelliğe sahip oldukları için Hindice, Farsça, Ermenice, Türkçe, Japonca, Bask dili ve Avustralya Aborijin dillerinin aynı dil ailesine ait olduğunu iddia edebilirdik ve insan ile tavuğun tanımı aynı olurdu.

Nitekim daha önceki sayıda çokça yer verdiğimiz birçok yazı ve kitap Hemşincenin sınıflandırılması ve sahip olduğu biçimsel özelliklerin betimlenmesi konusunda sık sık bu hataya düşmüşlerdir. Örneğin, “Hemşince Hamşesna Kültür Dilbilgisi” kitabında yazar Hemşincenin dil özelliklerini Türkçe üzerinden tanımlamaya çalışarak “ünlü uyumu” gibi Türkçede var olup Hemşincede mevcut olmayan özellikleri Hemşincenin gelişmemiş bir dil olması ile açıklamaya çalışmaktadır. Bazı noktalarda ise yanlış sonuçlara varmış, örneğin Hemşincenin Türkçe ile aynı dil ailesinden olduğunu ve Türkçe gibi bitişken yani eklemeli bir dil olduğunu öne sürmüştür. Halbuki bu sayıda başlayarak sonraki sayılarda da sunacağımız üzere Hemşincedeki isim (hal eki, belirlilik, sayı sistemi, isim sınıfları) ve fiil (zaman-görünüş-kip çekimleri ve çatı özellikleri) paradigmaları eklemeli dillerden çok farklı özellikler sergilemektedir. Örneğin, eklemeli dillerde isim hal (durum) eki sisteminde bağdaştırma (syncretism) gözlenmez, fakat Hemşince’de genitif ve datif durumu aynı ek ile ifade edilir, yani bağdaştırma (syncretism) vardır. Benzer bir şekilde eklemeli dillerde aynı sözcüğün farklı çevrelerde değişken formlarla ifade edilmesi söz konusu değildir, fakat Hemşincede değişken form dediğimiz suppletive formlar mevcuttur. Örneğin, ertuşgitmek’ fiili şimdiki zaman ve geçmiş zaman çekimlerinde farklı formlarda ortaya çıkar; Yes İstanbuln i var gertam ‘Ben İstanbul’a gidiyorum’ ve Yes İstanbuln i var kenatsi‘ Ben İstanbul’a gittim’ gibi. Kısacası, yazar söz konusu kitabında Hemşincenin ses, vurgu, biçimbilim ve sözdizim özelliklerini aktarırken önce Türkçenin özelliklerini sıralamış ve sonrasında Hemşinceyi bunun ışığında incelemeye çalışmıştır, fakat bunu karşılaştırmalı dil analizi şeklinde sunmadığı için Hemşincenin dil özelliklerine yeterince ışık tutamamış, bazı noktalarda yanlış çıkarımlarda bulunmuş ve Hemşincenin farklılık gösterdiği noktaları “gelişmemişlik” argümantasyonu üzerinden izah etme girişiminde bulunmuştur. Bu yaklaşım dilbilimsel açıdan oldukça sağlıksız bir bakıştır, çünkü Türkçe ve Hemşince gibi iki farklı dil ailesine mensup iki dili birbirleri üzerinden tanımlamaya çalışmak ve ısrarla ortak noktalarda buluşturma çabasına girmek üzerine çalışılan olguyu dilbilim dışı bir platforma çekmektedir. Bütün dillere yaklaşıldığı gibi Hemşinceye de kendi içerisinde yapısal bütünlüğü olan bir dil sistemi olarak yaklaşılmalı, dil özellikleri bu bakış açısıyla incelenmeli ve dünya dilleri arasındaki konumu bu özellikler baz alınarak belirlenmelidir. Nitekim Hemşince Hamşesna Kültür Dilbilgisi kitabında Hemşince Türkçenin de içinde yer aldığı Ural-Altay dil ailesinde konumlandırılmasına rağmen literatürdeki farklı çalışmalar Hemşinceyi Ermenicenin bir diyalekti olarak sınıflandırırlar. Örneğin Bert Vaux Homshetsma, The language of the Armenians of Hamshen adlı makalesinde Hemşinceyi Ermenicenin bir diyalekti olarak değerlendirir. Benzer bir şekilde Hovann Simonian editörlüğünü yaptığı The Hemshin: History, society and identity in the highlands of northeast Turkeyadlı kitabında Hemşinlileri Ermenicenin bir ağzını konuşan Ermeniler olarak tanımlar. Ayrıca dünya dilleri ve tehlike altında olan dünya dilleri sınıflandırmaları yapan Glottolog, Atlas of World Languages in Danger Endangered Languages Project adlı çalışmalar da Hemşinceyi Ermenice alt dil ailesinde göstermişlerdir [1].

Hemşinceyi dünya dil aileleri içerisinde konumlandırma konusunda aceleci bir tavır takınmadan, öncelikle Hemşincenin dil özelliklerini incelemenin daha doğru olduğunu düşünmekteyiz. Bu arzuyla bu yazıda ve Gor'un takip eden sayılarında yukarıda belirttiğimiz dikkat edilmesi gereken noktaları göz önünde bulundurarak Hemşinceyi biçimbilimsel ve sözdizimsel açılardan inceleyeceğiz. Yazılarımızı Greenberg'in (1954) dillerin her özelliğiyle ayrık sınırları olmadığını, aksine diğer dillerle göreceli olarak yapısal parametrelere göre sınıflandırılabileceğini ileri sürdüğü çerçevede sunacağız. Bu sayıda Hemşincenin biçimbilimini Hemşincedeki isimlerin biçim ve çekim özelliklerini inceleyerek başlayacağız.


Hemşincede İsimler

Hemşincede isimler anlamsal, biçimsel ve sözcük oluşturma özellikleri bakımından farklı sınıflara ayrılır. Anlamsal kriter isimleri somut ve soyut olmak üzere ikiye ayırır.

a) Somut isimler duyularla algılanabilen, gözlemlenebilen veya ölçülebilen somut varlıkları simgeler. Hemşincede somut isimlere örnek olarak;  dzov  'deniz',  mug 'fare',  mart 'adam' verilebilir.

b) Soyut isimlerse, gözlemlenemeyen ve ölçülemeyen simgelerdir. Haz 'sevgi', martutin 'insanlık', medoğum  'karanlık'  sözcükleri de soyut isimlere örnek olarak verilebilir.

Somut isimler kişi ve yer isimleri gibi özel isimler ve nesneleri, durumları simgeleyen cins isimler olmak üzere ikiye ayrılır. İsimler anlambilimsel olarak "adsıl görünüş" ve sayılabilirliğine göre de ayrılabilir.

Hemşincede sayılabilen isimler tekil ve çoğul biçimde var olabilirler.
Yes gadu me desa. 'Ben bir kedi gördüm.'
Arçina mer kaği dunoun gaduner, şuner, gover, haver gunnar. Himi oç u mege menatsoç.
'Eskiden bizim köy evlerinde kediler, köpekler, inekler, tavuklar olurdu. Şimdi hiçbiri kalmadı.'

Hemşincede sayılabilen isimler sözdizimsel olarak niceleyicilerle ve özellikle sayılarla birlikte kullanılabilirler. Ancak sayı ve isim arasında sayı bakımından uyum yoktur.
Done meg dağa me go. 'Evde bir çocuk var.'
Done ergu dağa go. 'Evde iki çocuk var.'

Hemşincede sayılamayan isimler genellikle tekil halde kullanılır ve sözdizimsel olarak sınıflandırıcı deyim yapıları içinde kullanılabilirler.
Yes çur xemetsi.  'Ben su içtim.'
Yes ergu bardağ  çurxemetsi.  'Ben iki bardak su içtim.'
Ancak sayılamayan kütle isimleri kütlesel olarak değil de sınıflandırılmış olarak düşünüldükleri bağlamlarda çoğul halde de kullanılabilirler.
Madzunniye pe! (Birden çok kap içinde yoğurda istinaden...Yoğurtları getir!)
Leri çurer xemetsi.  (Birden çok su kaynağına istinaden...Yayla suları içtim.)

Hemşincede Anlam-dilbilgisel kategoriler
1. İnsan/Canlı olma özelliği
Hemşincede dilbilgisel cins ayrımı yoktur. Ancak Hemşince isim kategorisinde insan ya da canlı olma ya da cansız olma özelliğini ayırt eder. Bu ayrım geçişli eylemlerin direkt/dolaysız nesnelerine atanacak hal (durum) eki açısından önem taşır. Örneğin arnuş 'almak' eyleminin anlamsal rollerini düşündüğümüzde bu fiilin iki temel anlamsal rol öğesi vardır; almak eylemini gerçekleştiren aktör rolü (özne) bir de olaydan etkilenen (nesne) rolü vardır.

Hemşincede eğer olaydan etkilenen cansız bir nesne ise,  ismin yalnızca yalın halini alabilir.
Yes xenzore ari.  'Ben elmayı aldım.'
Yes xenzor desa.  'Ben elma gördüm.' (Bu cümlelerde xenzorin demek yanlış olacaktır.)                             

Eğer olaydan etkilenen bir insan, ya da canlı bir varlıksa, nesneye, ismin yönelme hali ya da yalın hali olan durum eklerinden herhangi biri eklenebilir.

Yes Murate arnoğum.   'Murat'ı alacağım.'
Yes Muratin arnoğum.   'Murat'ı alacağım.'
Yes Murate desa.            'Murat'ı gördüm.'
Yes Muratin desa.           'Murat'ı gördüm.'
Yes gadun desa.              'Kediyi gördüm.'
Yes gaduyin desa.           'Kediyi gördüm.'

Bu canlı/insan olma özelliğine ismin halleri konusunu inceleyeceğimiz sayıda daha ayrıntılı yer vereceğiz. Şimdilik kısaca Hemşincede canlılık ve insan özelliğinin dereceliği olduğunu ve özellikle hayvanların geçişli eylemlerin nesnesi olarak kişileştirme sonrası yönelme eki alabildiğini söyleyebiliriz.

2.  Sayı (İsimlerde tekillik, çoğulluk)
Hemşince isimlerde tekillik ve çoğulluğu ayırır. İsimlerin tekillik ve çoğulluğa göre dağılımı aşağıda verildiği gibidir:


a. Sadece tekil halde bulunabilen isimler,
-utin ekiyle türetilmiş soyut isimler:  martutin 'insanlık', dadutin 'babalık', çokudutin 'çirkinlik', erandutin 'güzellik'.
sayılamayan materyal isimleri: gat  'süt',  pad 'odun'
Kişi ve yer isimleri

Ancak yukarıda da belirtildiği gibi bu isimler bazı bağlamlarda çoğul halde bulunabilirler.
Me kağin Ayşeniye şad soyin.  'Köyümüzdeki Ayşeler çok iyiler’

b. Tekil ve çoğul halde bulunabilen sayılabilir isimler
Çoğul yapımı
Hemşincede tekil sıfır biçimcikle ifade edilir. Yani isimlerin eksiz hali tekil halleridir. Çoğul ise dolaysız olarak isim köküne “-er”  ve “-ner”  biçim birimciklerinin eklenmesiyle oluşturulur.

a) “-er” eki ile çoğul:  “-er” genellikle tek heceli isimlere eklenir.
mug      mug-er
nar         nar-er
mart      mart-er
gov        gov-er
(mart “- ik” eki ile de çoğullaştırılabilir, ancak “-ik” ekiyle daha çok insanlar anlamı taşır)

b) “-ner” eki ile çoğul:  “-ner” genellikle çok heceli isimlerin çoğullaştırılması için kullanılır.
gadu     gadu-ner
ağçik     ağçig-ner
aspadz aspadz-ner
halivor  halivor-ner

Sınırlı sayıda isim “-k” eki ile çoğullaştırılır.
dağa     dağa-k
mart      mart-ik

Hemşincede isimlerin çoğul halleri isme eklenen durum eki ve belirli olup olmamasına göre ismin hali, sayı ve belirlilik eklerinin kaynaşmasıyla tek biçime dönüşebilir. Tipik bir Hint-Avrupa dilleri özelliği olan ve Hemşince'yi dilbilimciler için oldukça ilginç yapan bu kaynaşma özelliğine gelecek sayıda inceleyeceğimiz Hemşince'nin isimlerinde belirlilik, ismin halleri ve isim sınıfları konularıyla değineceğiz.

Neşe Kaya-Songül Gündoğdu
Gor Dergisi Sayı 4 Bahar 2016


Referanslar
Altunaka, Y. 2013.Hemşince Hamşesna Kültür Dilbilgisi. Chiviyazıları Yayınevi. İstanbul.
Comrie, B. 1989. Language universals and linguistic typology. 2 ed. Chicago: U of Chicago Press.
Greenberg, J. H. 1954. A quantitative approach to the morphological typology of language. In Method and perspective in anthropology, ed. R. F. Spencer, 192220.
(Reprinted in International Journal of American Linguistics 26: 178-94, 1960.)
Simonian, H. 2007.The Hemshin: History, society and identity in the highlands of northeast Turkey. Routledge.
Vaux, B. 2007.Homshetsma: The language of the Armenians of Hamshen. The Hemshin: History, Society and Identity in the Highlands of Northeast Turkey, 257-278.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder