Platon'un
Akademisi, felsefe tarihinin en önde gelen okullarından biriydi. Kapısında
"Geometri bilmeyen giremez!" yazan bu okul matematik, doğa bilimleri
ve en iyi yönetim biçimi alanlarında hararetli tartışmalara tanık olmuştur.
Platon, akademisinde insanı “iki ayak
üstünde yürüyen kılsız bir hayvan” olarak tanımladığında,yine felsefe
tarihinde zekası ve espri anlayışıyla ün yapmış Diyojen, Plato’nun okuluna
tüyleri yolunmuş bir tavuk bırakır. Tavuğun üstünde “İşte insanın Plato” yazmıştır. Bir dili tanımlamak ve
sınıflandırmak belki de Diyojen'in eleştirisi karşısında Platon'un düştüğü
durumdan daha zor ve karmaşıktır.
Bugün
dünyada 6000'in üzerinde dil vardır. Comrie (1989) iki dil arasında var
olabilecek benzerliklerin dört nedeni olabileceğini ileri sürer. Birincisi
tamamen rastlantısal olabilir. İkincisi benzer özelliklere sahip olan diller
aynı dil ailesine mensup olabilir ve benzer özellikleri ortak atalarından almış
olabilirler. Üçüncüsü benzerlik taşıyan diller ortak bölgeleri dolayısıyla
birbirlerinden etkilenmiş olabilirler. Ve sonuncusu bu benzer özellik dilsel
evrensellikten kaynaklanıyor olabilir. Örnek olarak Comrie, dilbilimcilerin
Ural Altay dillerini araştırırken dillerin ortak atadan kaynaklı benzer
özelliklerinden ve dilsel evrensel özelliklerden kaynaklı benzerliklerini ayırt
edemediklerini belirtir. Comrie Ural dilleri, Turki diller, Moğolca ve Tunguz
dillerinin ayrı birer dil ailesi olduklarını ileri sürer ve bu dillerin sahip
olduğu eklemelilik, son eklemelilik, eylemin sonda olması, sözdizimsel olarak
başların sonda (head-final) olmaları gibi özelliklerin dilsel evrensel özellik
olarak birlikte gerçekleştiklerini ve bu dillerin aynı ataya sahip olduklarını
ileri sürmek için yetersiz veri olduklarını belirtir. Şimdiye kadar dilbilimciler
dilleri ortak atalarına, biçimlerine ve ortak bölgelerine göre
sınıflandırdılar. Bu noktada bir dilin tanımlanması ve sınıflandırılmasında o
dilin sözdizimsel, anlambilimsel, ses bilimsel, edim bilimsel, biçim bilimsel yani
biçimsel yapılarının hepsinin birden incelenmesi ve konuşulduğu bölgelerdeki
diğer dillerle teması da göz önünde bulundurularak tanımlanması gerekmektedir.
Örneğin sadece sözdizimsel özelliklere bakacak olsaydık,"Özne Nesne Yüklem
"sözdizimsel özelliğe sahip oldukları için Hindice, Farsça, Ermenice,
Türkçe, Japonca, Bask dili ve Avustralya Aborijin dillerinin aynı dil ailesine
ait olduğunu iddia edebilirdik ve insan ile tavuğun tanımı aynı olurdu.
Nitekim
daha önceki sayıda çokça yer verdiğimiz birçok yazı ve kitap Hemşincenin
sınıflandırılması ve sahip olduğu biçimsel özelliklerin betimlenmesi konusunda
sık sık bu hataya düşmüşlerdir. Örneğin, “Hemşince
Hamşesna Kültür Dilbilgisi” kitabında yazar Hemşincenin dil özelliklerini
Türkçe üzerinden tanımlamaya çalışarak “ünlü uyumu” gibi Türkçede var olup
Hemşincede mevcut olmayan özellikleri Hemşincenin gelişmemiş bir dil olması ile
açıklamaya çalışmaktadır. Bazı noktalarda ise yanlış sonuçlara varmış, örneğin Hemşincenin Türkçe ile aynı dil ailesinden
olduğunu ve Türkçe gibi bitişken yani eklemeli bir dil olduğunu öne sürmüştür.
Halbuki bu sayıda başlayarak sonraki sayılarda da sunacağımız üzere
Hemşincedeki isim (hal eki, belirlilik, sayı sistemi, isim sınıfları) ve fiil
(zaman-görünüş-kip çekimleri ve çatı özellikleri) paradigmaları eklemeli
dillerden çok farklı özellikler sergilemektedir. Örneğin, eklemeli dillerde
isim hal (durum) eki sisteminde bağdaştırma (syncretism) gözlenmez, fakat
Hemşince’de genitif ve datif durumu aynı ek ile ifade edilir, yani bağdaştırma
(syncretism) vardır. Benzer bir şekilde eklemeli dillerde aynı sözcüğün farklı
çevrelerde değişken formlarla ifade edilmesi söz konusu değildir, fakat
Hemşincede değişken form dediğimiz suppletive formlar mevcuttur. Örneğin, ertuş ‘gitmek’ fiili şimdiki
zaman ve geçmiş zaman çekimlerinde farklı formlarda ortaya çıkar; Yes İstanbuln i var gertam ‘Ben İstanbul’a gidiyorum’ ve Yes İstanbuln i var kenatsi‘
Ben İstanbul’a gittim’ gibi. Kısacası, yazar söz konusu kitabında Hemşincenin
ses, vurgu, biçimbilim ve sözdizim özelliklerini aktarırken önce Türkçenin
özelliklerini sıralamış ve sonrasında Hemşinceyi bunun ışığında incelemeye
çalışmıştır, fakat bunu karşılaştırmalı dil analizi şeklinde sunmadığı için
Hemşincenin dil özelliklerine yeterince ışık tutamamış, bazı noktalarda yanlış
çıkarımlarda bulunmuş ve Hemşincenin farklılık gösterdiği noktaları
“gelişmemişlik” argümantasyonu üzerinden izah etme girişiminde bulunmuştur. Bu yaklaşım
dilbilimsel açıdan oldukça sağlıksız bir bakıştır, çünkü Türkçe ve Hemşince
gibi iki farklı dil ailesine mensup iki dili birbirleri üzerinden tanımlamaya
çalışmak ve ısrarla ortak noktalarda buluşturma çabasına girmek üzerine
çalışılan olguyu dilbilim dışı bir platforma çekmektedir. Bütün dillere
yaklaşıldığı gibi Hemşinceye de kendi içerisinde yapısal bütünlüğü olan bir dil
sistemi olarak yaklaşılmalı, dil özellikleri bu bakış açısıyla incelenmeli ve
dünya dilleri arasındaki konumu bu özellikler baz alınarak belirlenmelidir.
Nitekim Hemşince Hamşesna Kültür
Dilbilgisi kitabında Hemşince Türkçenin de içinde yer aldığı Ural-Altay dil
ailesinde konumlandırılmasına rağmen literatürdeki
farklı çalışmalar Hemşinceyi Ermenicenin bir diyalekti olarak sınıflandırırlar.
Örneğin Bert Vaux Homshetsma, The language
of the Armenians of Hamshen adlı makalesinde Hemşinceyi Ermenicenin bir
diyalekti olarak değerlendirir. Benzer bir şekilde Hovann Simonian editörlüğünü yaptığı The Hemshin: History,
society and identity in the highlands of northeast Turkeyadlı kitabında Hemşinlileri Ermenicenin bir ağzını
konuşan Ermeniler olarak tanımlar. Ayrıca dünya dilleri ve tehlike altında olan
dünya dilleri sınıflandırmaları yapan Glottolog,
Atlas of World Languages in Danger Endangered
Languages Project adlı çalışmalar da Hemşinceyi Ermenice alt dil ailesinde
göstermişlerdir [1].
Hemşinceyi
dünya dil aileleri içerisinde konumlandırma konusunda aceleci bir tavır
takınmadan, öncelikle Hemşincenin dil özelliklerini incelemenin daha doğru
olduğunu düşünmekteyiz. Bu arzuyla bu yazıda ve Gor'un takip eden sayılarında
yukarıda belirttiğimiz dikkat edilmesi gereken noktaları göz önünde
bulundurarak Hemşinceyi biçimbilimsel ve sözdizimsel açılardan inceleyeceğiz.
Yazılarımızı Greenberg'in (1954) dillerin her özelliğiyle ayrık sınırları
olmadığını, aksine diğer dillerle göreceli olarak yapısal parametrelere göre
sınıflandırılabileceğini ileri sürdüğü çerçevede sunacağız. Bu sayıda Hemşincenin
biçimbilimini Hemşincedeki isimlerin biçim ve çekim özelliklerini inceleyerek
başlayacağız.
Hemşincede İsimler
Hemşincede
isimler anlamsal, biçimsel ve sözcük oluşturma özellikleri bakımından farklı
sınıflara ayrılır. Anlamsal kriter isimleri somut ve soyut olmak üzere ikiye
ayırır.
a) Somut
isimler duyularla algılanabilen, gözlemlenebilen veya ölçülebilen somut
varlıkları simgeler. Hemşincede somut isimlere örnek olarak; dzov
'deniz', mug 'fare',
mart
'adam' verilebilir.
b) Soyut
isimlerse, gözlemlenemeyen ve ölçülemeyen simgelerdir. Haz 'sevgi', martutin 'insanlık',
medoğum
'karanlık' sözcükleri de
soyut isimlere örnek olarak verilebilir.
Somut
isimler kişi ve yer isimleri gibi özel isimler ve nesneleri, durumları
simgeleyen cins isimler olmak üzere ikiye ayrılır. İsimler anlambilimsel olarak
"adsıl görünüş" ve sayılabilirliğine göre de ayrılabilir.
Hemşincede
sayılabilen isimler tekil ve çoğul biçimde var olabilirler.
Yes gadu
me desa. 'Ben bir kedi gördüm.'
Arçina mer kaği dunoun gaduner, şuner, gover, haver gunnar. Himi oç u mege menatsoç.
'Eskiden
bizim köy evlerinde kediler, köpekler, inekler, tavuklar olurdu. Şimdi hiçbiri
kalmadı.'
Hemşincede
sayılabilen isimler sözdizimsel olarak niceleyicilerle ve özellikle sayılarla
birlikte kullanılabilirler. Ancak sayı ve isim arasında sayı bakımından uyum
yoktur.
Done meg
dağa me go. 'Evde bir çocuk var.'
Done ergu
dağa go. 'Evde iki çocuk var.'
Hemşincede
sayılamayan isimler genellikle tekil halde kullanılır ve sözdizimsel olarak
sınıflandırıcı deyim yapıları içinde kullanılabilirler.
Yes çur
xemetsi. 'Ben su
içtim.'
Yes ergu bardağ çurxemetsi. 'Ben iki bardak su içtim.'
Ancak sayılamayan
kütle isimleri kütlesel olarak değil de sınıflandırılmış olarak düşünüldükleri
bağlamlarda çoğul halde de kullanılabilirler.
Madzunniye pe! (Birden çok kap içinde yoğurda
istinaden...Yoğurtları getir!)
Leri çurer
xemetsi. (Birden
çok su kaynağına istinaden...Yayla suları içtim.)
Hemşincede Anlam-dilbilgisel kategoriler
1. İnsan/Canlı olma özelliği
Hemşincede
dilbilgisel cins ayrımı yoktur. Ancak Hemşince isim kategorisinde insan ya da
canlı olma ya da cansız olma özelliğini ayırt eder. Bu ayrım geçişli eylemlerin
direkt/dolaysız nesnelerine atanacak hal (durum) eki açısından önem taşır.
Örneğin arnuş 'almak' eyleminin
anlamsal rollerini düşündüğümüzde bu fiilin iki temel anlamsal rol öğesi
vardır; almak eylemini gerçekleştiren aktör rolü (özne) bir de olaydan
etkilenen (nesne) rolü vardır.
Hemşincede
eğer olaydan etkilenen cansız bir nesne ise, ismin yalnızca yalın halini alabilir.
Yes xenzore
ari. 'Ben elmayı aldım.'
Yes xenzor
desa. 'Ben elma gördüm.' (Bu
cümlelerde xenzorin demek yanlış
olacaktır.)
Eğer
olaydan etkilenen bir insan, ya da canlı bir varlıksa, nesneye, ismin yönelme
hali ya da yalın hali olan durum eklerinden herhangi biri eklenebilir.
Yes Murate arnoğum. 'Murat'ı alacağım.'
Yes Muratin arnoğum. 'Murat'ı alacağım.'
Yes Murate desa. 'Murat'ı gördüm.'
Yes Muratin desa. 'Murat'ı gördüm.'
Yes gadun desa. 'Kediyi
gördüm.'
Yes gaduyin desa. 'Kediyi gördüm.'
Bu
canlı/insan olma özelliğine ismin halleri konusunu inceleyeceğimiz sayıda daha
ayrıntılı yer vereceğiz. Şimdilik kısaca Hemşincede canlılık ve insan
özelliğinin dereceliği olduğunu ve özellikle hayvanların geçişli eylemlerin
nesnesi olarak kişileştirme sonrası yönelme eki alabildiğini söyleyebiliriz.
2.
Sayı (İsimlerde tekillik, çoğulluk)
Hemşince
isimlerde tekillik ve çoğulluğu ayırır. İsimlerin tekillik ve çoğulluğa göre
dağılımı aşağıda verildiği gibidir:
a. Sadece tekil halde bulunabilen isimler,
-utin
ekiyle türetilmiş soyut isimler: martutin 'insanlık', dadutin 'babalık', çokudutin 'çirkinlik', erandutin
'güzellik'.
sayılamayan
materyal isimleri: gat 'süt', pad 'odun'
Kişi ve
yer isimleri
Ancak
yukarıda da belirtildiği gibi bu isimler bazı bağlamlarda çoğul halde
bulunabilirler.
Me kağin Ayşeniye şad soyin. 'Köyümüzdeki Ayşeler çok iyiler’
b. Tekil ve çoğul halde bulunabilen
sayılabilir isimler
Çoğul yapımı
Hemşincede
tekil sıfır biçimcikle ifade edilir. Yani isimlerin eksiz hali tekil
halleridir. Çoğul ise dolaysız olarak isim köküne “-er” ve “-ner”
biçim birimciklerinin eklenmesiyle oluşturulur.
a) “-er” eki ile çoğul: “-er” genellikle tek heceli isimlere eklenir.
mug mug-er
nar nar-er
mart mart-er
gov gov-er
(mart “- ik” eki ile de
çoğullaştırılabilir, ancak “-ik” ekiyle daha çok insanlar anlamı taşır)
b) “-ner” eki ile çoğul: “-ner” genellikle çok heceli isimlerin çoğullaştırılması
için kullanılır.
gadu gadu-ner
ağçik ağçig-ner
aspadz aspadz-ner
halivor halivor-ner
Sınırlı
sayıda isim “-k” eki ile çoğullaştırılır.
dağa dağa-k
mart mart-ik
Hemşincede
isimlerin çoğul halleri isme eklenen durum eki ve belirli olup olmamasına göre
ismin hali, sayı ve belirlilik eklerinin kaynaşmasıyla tek biçime dönüşebilir.
Tipik bir Hint-Avrupa dilleri özelliği olan ve Hemşince'yi dilbilimciler için
oldukça ilginç yapan bu kaynaşma özelliğine gelecek sayıda inceleyeceğimiz
Hemşince'nin isimlerinde belirlilik, ismin halleri ve isim sınıfları
konularıyla değineceğiz.
Neşe Kaya-Songül Gündoğdu
Gor Dergisi Sayı 4 Bahar 2016
Referanslar
Altunaka, Y. 2013.Hemşince Hamşesna Kültür Dilbilgisi. Chiviyazıları
Yayınevi. İstanbul.
Comrie, B. 1989. Language universals and linguistic
typology. 2 ed. Chicago: U of Chicago Press.
Greenberg, J. H. 1954. A quantitative
approach to the morphological typology of language. In Method and perspective in anthropology, ed. R. F. Spencer, 192220.
(Reprinted
in International Journal of American Linguistics 26: 178-94, 1960.)
Simonian, H. 2007.The Hemshin: History, society and
identity in the highlands of northeast Turkey. Routledge.
Vaux, B. 2007.Homshetsma: The language of the Armenians of
Hamshen. The Hemshin: History, Society and Identity in the Highlands of
Northeast Turkey, 257-278.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder